Arnavutluk ile Gelen Mutluluk

Başının okşanmasında bile cennetin vaat edildiği yetimlerin geleceğini duyduğum zaman benim için bir fırsat doğmuştu. Çünkü yetim Allah’ın rahmetini başında taşıyordu. Yetim tüm bereketiyle geliyordu.

Tüm bu güzel duygular düşüncelerimde birikmişti. Saatler süren bekleyişe aldırmadan havalimanında dikilmiş bedenim, heyecanla misafirlerimi bekliyordu. İçten içe onları memnun edememe, ihtiyaçlarına yeterli karşılığı verememe kaygısı taşıyordum. Asıl kaygımsa onların ana dillerini bilmememdi.

Birlikte geçirdiğimiz zaman zarfında anladım ki asıl muhabbet sadece aynı dili konuşmakta değilmiş. Hatta ilerleyen zamanlarda minik misafirlerimle öyle muhabbet içerisine girmiştik ki bu muhabbet onlarla karşılaşmadan önceki tüm kaygımı yok etti. Kaygımın yerini ise sanki öncelere dayanan samimi bir muhabbet aldı. Bu muhabbetin dışa yansıması bana şu suallerle geri geldi

”Arnavutçayı nereden öğrendin?” Oysa bizim konuştuğumuz dil ne İngilizce ne Arnavutça nede başka bir dildi. Bizim konuştuğumuz dilin adı sevgi, muhabbet ve beden diliydi..

Ülkemize bu kutsal emanetleri getiren ve bizlere onlarla tanışma hediyesini veren İHH’ ya sonsuz teşekkürler..

 

Arnavutluk Ablası S.S.Kaya

 

Yorum bırakın